SAHİ KİMDİK BİZ?

Herkese Merhaba,

‘’Bugüne kadar kimseye zararım dokunmamıştı. Herkese yaranmaya çalışan, patalojik bir iyi olarak sürdürmüştüm zavallı hayatımı. Peki gerçekten iyi bir insan mıydım? Yoksa varlığımı kanımı emmelerine izin vererek sürdürebilen bir zavallı mı? Hayır, kötü olan, yüzeye çıkan bu kir değil, onu kamufle etmek için kullandığım sözüm ona altın, özünde tenekeden kıymetsiz kalbimdi. Ben hiçbir zaman iyi olmamıştım. Sadece korkumdan herkese iyi davranmış ama artık yorulmuştum. Madem Tanrı her şeyi görüyordu, içimdeki pisliği kullarından saklamak nafile bir çabaydı.’’

Yeni yılın ilk yazısı ile sizlerleyim ve 2021 yılının ilk kitabını da bitirmiş bulunuyorum. Az evvel okuduğunuz bu satırlar sizi, hayata bakış açınızı sorgulatacak kadar iyi ve kötü kavramlarını tekrar düşünmenizi sağlatacak kadar şahane olan KİBİRLİ PALMİYE adlı romandan. Aybike Ertürk’ün okuduğum ilk romanı. Toplam 279 sayfa sürükleyici kısacık ama sıcacık bir roman.

Baş karakterimiz Ahu’nun dilinden okuyoruz bütün macerayı. Ah Ahu ah… Sanki ellerimizde kahve karşılıklı oturmuş anlatıyor tüm hayatını. Öyle içten, öyle samimi, öyle cesur ama çokça tedirgin bir ifadeyle anlatıyor Osman’ı , Meleği, yaşadıklarını ve düşündüklerini. Hatta bir yerden sonra onunla birlikte küfür ediyorsunuz ya da gülmeye başlıyorsunuz.

”Bir mezarlıkta yolları kesişen üç kişi…Annesine verdiği helalliği geri almak için yollara düşen Ahu, geçmişin atanamayan öğretmeni, şimdinin korsan taksicisi Osman ve amcasından kaçan on iki yaşında bir kız çocuğu: Küçük bir şeytan.. Çıktıkları tuhaf yolculukta ilişkileri ilmek ilmek örülürken gölgeli geçmişlerinin düğümleri de teker teker çözülmeye başlar. Şimdi kafalarında tek bir soru vardır. Üzerlerine iki beden büyük gelen bu karanlık macerayı aslında kim başlatmıştı?”

Bu kitabı okumak, okuyuculuktan çok şahitlik etmek gibi hayata. Kahramanlar haklı ya da haksız olduklarını size sormuyorlar mesela hiç açık kapı yok. Kendi kendilerini övüyorlar ya da cezalandırıyorlar. Siz onları eylemlerinden dolayı yargılamaya kalkamıyorsunuz. Çünkü bir haklı sebeple sizi yerle bir ederken arkasından haklı olmak yetmez değip bir de ceza kesiyorlar. Öyle sakin sakin geliyor ki tüm felaketler insan büyük tepkiler veremiyor bile! Durup düşünüyor benim başıma gelse ben ne yapardım diye. Aynı akışa kapılırdım herhalde değip kararsız bırakıyor. Sonra kimsenin kimseden bağımsız olamayacağını öğretiyorlar. Şu satırları okuyan sizin hayatlarınız ve benim hayatım bir birine bağlı mesela. Bir şekilde birbirimizin hayatlarına dokunuyoruz ve yollarımız kesişmese de yüz yüze, kararlarımız ve eylemlerimiz bir birine yol açıyor aslında.

Sözün özü düşündüren çok keyifli bir maceraydı. Merakla çevirdim her sayfayı. Sizede tavsiyemdir. Bir şans verin derim.

Bu aralar okuduklarım hep Türk yazarlar.. Eskiden beri severim Türk yazarlarımızı okumayı. Klasik edebiyat ya da modern akım şimdiler de yeni yazarlar yani nispeten daha genç olanları gibi her birine şans vermeye çalışıyorum. Ve bu ısrarımın sebebini her okuduğum kitapta tekrar anlıyorum. Hayat o kadar hızlandı, zaman o kadar hızlı akıyor ve her şey öyle çabuk değişiyor ki. Anlamıyoruz aslında yaşarken nasıl dönüştüğümüzü. Bu yüzündendir bu aralar bu kadar kendi kültürümüzün dilini ve motifini barındıran kitaplar okumam. Şehirler, insanlar, yollar, hissler bize ait. Aşınayız her şeye ama asla öyle değil şimdi. Sözcükler bile farklı.. İki ay önce çıkan kitap bile nostalji bana. Çünkü dün bile bugünden çok farklı. Ninelerimizi, dedelerimiz nerde o eski günler derken 80’lerindeydiler. Biz çok erken başladık geçmişi özlemeye.

Neyse, madem sizinle bu kitabı paylaşmak için yazıyorum bu satırları o zaman Kibirli Palmiye ile son vereyim yazıma.

‘’… O an hayatta kalmak ve hayatını yaşamak arasındaki farkı daha net anladım. Biz kesinlikle bu kalabalığa ait değildik. Altımızda serilen altın kum taneleri cam taneleri gibi ayaklarımıza batıyor, huzur vermesi gereken bunca güzellik bizi mutsuz etmekten başka işe yaramıyordu… Sahi kimdik biz? Dışarıdan bakıldığında üç kurban, özümüzde kuyrukları birbirine dolanmış üç şeytan.’’

Sağlıklı, mutlu, huzurlu ve sevdiklerinizle rahatça bir araya gelebileceğimiz şahane bir yıl diliyorum size.. Gelen yılların, giden yıllarımızı aratmaması dileğiyle..

Hep görüşmek üzere… Şimdilik Hoşça’Kalın..

2 Comments Kendi yorumunu ekle

  1. albaraz dedi ki:

    İlgi çekici şekilde anlatmışsınız. Merak uyandırdı 🙂

    Liked by 1 kişi

    1. layetezelzel dedi ki:

      Sevmemeniz için bir sebep yok bence 🙂

      Beğen

Yorum bırakın