YAŞAMAZSAM ÖLÜRÜM YA!!

Kurallar neden var? Bu kuralların gerekliliğine kim karar veriyor?Kural koyucuların kurallara uyma zorunluğu var mı yok mu?Peki koyulan bu kurallara uyulduğunda kuralların muhatabı insanların hayatları olumlu yönde değişiyor mu?…. diye kendi kendimi ve dahi çevremdekilerin başının etini yediğim bir günün başından herkese Günaydın 😦

Gereksiz işlerle o kadar meşgulüz ki gerçekten kafa yormamız gereken işlerin hiç biri ile meşgul olacak vaktimiz yok. Düzenin bozulmasının,çarkların dönmemesinin gerçek sebeplerini ortadan kaldırmak için uygulanabilecek yeni kuralar işleri yoluna sokmaya yeterken biz nedense sebeplerle hiç alakası olmayan yeni kurallarla gerçek sorunlarımızı geçiştirmeye çalışıyoruz.Ve bu durum tabi ki mevcuda yeni sorunlar eklemek anlamına geliyor.

Eğer ihtiyaç olmayan bir şeyi dayatmaya kalkarsanız yani aç değilken yemek yemek, uykunuzu almışken uyumaya devam etmek gibi sonuçları benim gibi sizde tecrübe etmişsinizdir ki kendinize sorun çıkarmış olacaksınızdır. Yani gerekli kurallar düzenlenir ama gereksiz kurallar dayatılır. Dayatmalarda düzen sağlamaz olsa olsa ilk fırsatta patlamaya hazır bir bombaya dönüştürür sizi.

Bu kadar tespit yeter diye düşünüyorsanız benim bu tespitleri bir dua gibi her sabah her akşam tekrar ediyor oluşumun bugün ki sebebini de sizinle paylaşabilirim artık.

Ben yaklaşık 4,5 senedir İstanbul da bir inşaat denetleme şirketler grubunda çalışıyorum. Ve nereden baksanız 2 yıldır da bu işimden ayrılmaya çalışıyorum. Önümü görmeme imkan vermeyen , yaşadığım güne bile güven vermeyen bu şirket ben her ayrılmak istediğimde her şeyin düzeleceğine, mevcut durumdan onlarında memnun olmadığına, her şeyin farkında olduklarını tamda şu günlerde yeni bir düzenleme içinde olduklarına ve bana ihtiyaçları olduğunu söyleyerek benden zaman isteyip bu günlere kadar gelmiş bulunuyorum.Şimdi düşünüyorsunuzdur elbet gerçekten ayrılmak isteseydin 2 yıl içinde bunu başaramamış olman imkansız,suçu başkalarına atıyorsun diye. Doğruluk payı yok dersem bende yalan söylemiş olurum. İlk zamanlar gerçekten düzeltmek için bir şeyler yapacaklarına olan inancıma kandım.Mantıklı değildi çünkü bu kadar iyi durumda gelir getiren şirketlerinin sorunlarını görmezden gelmeleri.Sonrasında da aile şirketleri olmasından dolayı değişen patronlarımız ve yeni gelenin ”Bir enkaz devraldım.Ama sizlerinde özverisi ile herkesin kazanacağı ve yeni bir sistem getiriyorum.Bu güne kadar sabrettiniz.Bana biraz daha zaman tanıyın.Mevcut ekibin tecrübe ve bilgisine şirket olarak hepimizin ihtiyacı var..vs.vs.vs..”diye uzayan motivasyon konuşmalarına da kanarak 3.yılıma girmiştim. Takdir edersiniz ki bu aşamadan sonrada kıdem tazminatımı bırakarak tabiri caizse aylarca maaş alamadan geçirdiğim o kadar zamanlardan sonra yani cefasını çektiğim bu şirketten ceketimi alıp çıkmakta hiç içime sinmiyordu.Şirket sahiplerinin hiç emek vermedikleri şirketleri bu kadar başarılı ve kendi piyasası içinde gerçekten para kazanan şirketler haline onlara rağmen getirmiştik.Bu kadar zahmetin en azından giderken bir faydası olsun diye uğraşarak da tam 1 sene geçti.

Tabi size anlattığım bu durumlar içerisinde yapılan toplantılara olan yansımaları ” Her akşam mailleri istiyorum. O mailler neden gönderilmiyor? (ki kendilerine gün içerisinde liste hazırlayıp,mail atıp, gruplarda yazayaza aldığımız nefesin hesabını vermiyormuşuz gibi)… Mesai saatimiz saat 8.30 arkadaşlar bir dakika geç masanıza geçmenizi kabul etmiyorum. İlk 15 dakikadan sonra yarım gün mesainizi ,1 saat geç kalmalarda tam gün mesainizi keseceğiz artık.” ki biz zaten parmak okuma sistemiyle 1 dakika bile geç kalmalarımızı maaşımızdan 3 senedir ödüyoruz. Her zaman 1 ay geç maaş vermeyi normal sayıp üstüne 3 aya sarkmasını artık normal kabul eden yöneticilerimizin vermedikleri maaşlarımızı da nasıl eritmeye çalıştıklarına şahit olmak ve karşı duramamak uzun süredir bizim de alışkanlığımız haline geldi. Bir efsundu sanki burada çalışmak.

Hayat zor kabul ediyorum.İşsizlik almış başını gidiyor,piyasaların durumu kötü geç de olsa en azından alıyoruz.Ortam güzel ve çalışma arkadaşlarımızı seviyoruz…diye diye kendimizi oyalandığımız bir bataklıktayım. Hiç susmadım aslında bu zaman kadar hep yanlış giden her şeyi sebepleriyle konuştum her ortamda ama söylemek bir şey değiştirmiyor sadece kendi kazansın isteyen yöneticiler arasın da. En sonunda kabul ettirdim 2018 kasım ayında yine iyi kazanan bu şirketlerin piyasanın kötü olmasına rağmen geliri ortalamanın altına düşmemiş ve bu arada küçülme bahanesiyle 10 kişi iş den çıkarmış olmasına rağmen 3 ay maaş alamayıp ve ne zaman alacağımızın bir tarihi belirlenmemiş olmasına isyan ettim ve benden bu kadar gidiyorum dedim.Noterden ihbar çekip tazminatım maaş alacağım ne varsa artık hesaplarsınız dediğimden bu yana yine 2 ay geçti. ”İhbar verme biz her şeyini ödeyeceğiz fakat bu zamanda yerine kimi bulalım hemen bizde 31 Ocak 2019’a kadar zaman ver ki parça parça tazminatını da ödeyelim toplu olarak ödemek zor olacak bizim için eğer illaki gitmek istiyorsan.”

Geldik mi Ocağın ilk yarısının sonuna?Geldik. Elime bir kuruş tazminat geçti mi? Hayır. İçeride 1 maaş alacağım hala var mı? Var. Peki ben bu süre içerisinde iş yapmadan oturdum mu? Siz sözlerinizi hiç bir zaman tutmadınız ben şuan neyin çabasını veriyorum çalışarak dedim m? Hayır.

Yaptığınız iş de başarılı olmanız , problemler karşısında çözüm odaklı düşünüp kararlarınızı hemen uygulamanız, zorlu mali koşullar karşısında vefa göstermeniz, patronlar diye sırf egolarından size dayattıkları saçma kurallara uyum sağlamanız ve saygınızdan bir nebze ödün vermemenizin karşılığı her yerde mi kiranızı ödetmez, banka aramalarından telefonlarınızı açamaz hale getirir ve kendiniz bu kadar değersiz ve başarısız hissettirir?

Yaşatmazsa bunca emek bizi yaşamak için yeni bir yol lazım..

Ne olursa olsun artık bir adım atmanın, bu ölü toprağını üzerinden atmanın ve bu zehirli efsundan kurtulmanın vaktidir. Her yer aynı demeyin şimdi bana kırmayın umutlarımı!! Bende biliyorum tüm suçu kapitalist düzene atmayı. Ama ben yine de kendim için bir şeylerin değişeceğine olan inancımı sağlam tutup en azından bu uğurda yine zorlu olacak olan ama başka bir mücadeleye girişmeliyim.

Biz değiştikçe değişir dünyamız. Biz doğruları sadece söylemekle kalmayıp onlara bağlı kalarak hareket edelim ki hak etmeden tamamını cebe attıkların paraları doğru insanların sırtından kazanamasınlar. Kendi bataklıklarında kendi gibi olanlarla çalışıp her işin yolunu yordamını bulup hallettikleri gün sonunda birbirlerinin kazançlarına duydukları kıskançlıkla içlerini kemirsin, yaptıkları yanlışlar ortaya çıktıkça sahip oldukları konforları ellerinden kayıp gitsin. Aman ha yanlış anlaşılmasın ben bir beddua etmiş değilim şimdi. Temennide etmiyorum onlara böyle sonu. Bu kendi inşa ettikleri geleceğin öngörüsüdür sadece. Ben yanılmadım bu güne kadar uyarayım istedim.

Hep görüşmek üzere…Şimdilik HoşçaKalın..

5 Comments Kendi yorumunu ekle

  1. Yaa merakla okudum, çok haklısınız 🙂 İnsanların emeği, zamanı aslında hayatı- ömrü demek, giden yaşam oluyor ve o yaşam yaşanırken her yer para istiyor 🙂 Ayrılıp, tazminat için dava açın, insanın hakkına girmek ne kötü. Her şey gönlünüzce olsun, sevgiler, iyi haberler alın.

    Beğen

    1. layetezelzel dedi ki:

      Teşekkür ederim iyi dilekleriniz için ☺️ umarım davalık olmadan çözeriz 👀 olursada bide onunla mücadele ederiz😉

      Liked by 1 kişi

  2. mutlu dedi ki:

    bu şirket için verdiğin emeği şimdi kendin için vermelisin! tüm bu işlerin sorumluluğu yerine sadece kendi sorumluluğunu almalısın.. yazından anladığım kadarıyla başına gelenler bana bunu anlatıyor.. serbest meslek erbabı olmana ramak kalmış.. iyi tarafından bakarsak usta olmak için bir çıraklık döneminden hepimiz geçiyoruz.. aslında ne kadar dayanıklısın.. bunu göstermiş olabilir bu yaşananlar..

    bence yazının başında söylediğin şeyi yap! kural kabul ettiğin her şeyi yık! ve kendi bağımsızlığını yarat!.. size güveniyorum.. hiç endişelenmeyin.. artık her şey çok daha güzel olacak sizin için.. saygılar..

    Beğen

    1. layetezelzel dedi ki:

      Bu kadar bunaltıcı bir yazıya bu kadar destekleyici ve ”artık her şey çok daha güzel olacak” diyecek kadar güzel bir yorum almak zaten şimdiden umutlandırıyor insanı 🙂 çok teşekkür ederim..

      Liked by 1 kişi

      1. mutlu dedi ki:

        hey hiç bir emek boşuna değildir.. algın da oluşacak tek bir değişiklik sana yeterde artar.. 🙂

        Liked by 1 kişi

mutlu için bir cevap yazın Cevabı iptal et